Saturday, February 17, 2007

Fırında Makarna


Fırın makarna deyince aklıma nedense hep peynirli yapılanları geliyor. Hep peynirli yapıyor olmamla alakalı bir durum olabilir bu kanımca... Geçenlerde bir değişiklik yapıp kıymalı yapayım dedim. Tarif defterini karıştırdım. Oradaki tariflerdenAyşegül hanımın tarifi bana pek bir güzel göründü. hemen denedim. Tavsiye ederim gerçekten hem çok lezzetli oluyor hem de çok doyurucu. Eğer denerseniz bana kesinlikle hak vereceksiniz. Çok teşekkürler Ayşegül hanım. Eğer siz de benim gibi fırında peynirli makarnadan farklı alternatif arıyorsanız işte yapılışı:

Malzemeler:
1 paket kelebek makarna
200 gr. Kıyma
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı salça
1 çay kaşığı kırmızı biber
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz (tuzu kendi arzunuza göre ayarlayabilirsiniz)
1 su bardağı sıcak su
Beşamel Sos için:
2 yemek kaşığı un
1 buçuk su bardağı süt
200 ml. Çiğ krema
Ayrıca üste serpmek için: 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi
Yapılışı:
1 paket kelebek makarna ön hazırlık olarak haşlanır. Ayrı bir tavada 3 yemek kaşığı sıvıyağla 200gr. Kıyma kavrulur. Bunun üzerine 1 yemek kaşığı un ilave edilerek kavurmaya devam edilir.2 dakika kadar kıyma ve un beraber kavrulduktan sonra 1 yemek kaşığı salça ilave edilir. Baharatlar ve tuz eklenir. 1su bardağı sıcak su eklenip daha fazla pişirmeden hemen ocağın altı kapatılır.(malzeme sulu olmalı)
Ayrı bir yerde beşamel sos hazırlanır. Bunun için: 2 yemek kaşığı un 1 buçuk su bardağı süt ve 200 ml. Çiğ krema hepsi ayna anda bir tavaya konularak beraberce muhallebi gibi koyulaşıncaya kadar pişirilir. (bu sos yapılırken un önceden kavrulmuyor hep beraber pişiyorlar)
Şimdi hepsini harmanlama zamanı…. Makarna, beşamel sos ve kıymalı karışımın hepsini güzelce birlikte harmanlayıp karıştırıyoruz. Bir borcama döküyoruz. En üstüne kaşar rendesini serpip peynirler kızarıncaya kadar 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Yanında çırpılmış ayranla süper oluyor.

Wednesday, January 31, 2007

Tavuk Dolması


Tavuk Dolması

malzemeler:
1 adet orta büyüklükte kurusoğan
yarım çay bardağı sıvıyağ
100 gr. tavuk ciğeri ( ben o gün ciğer olmadığı için kıyma kullandım)
1 tatlı kaşığı salça
1 su bardağı ayıklanıp yıkanmış pirinç
1 su bardağı su
3 yemek kaşığı dolmalık fıstık
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
yarım çay kaşığı tarçın
yarım çay kaşığı köri
1 çay kaşığı yenibahar
1 adet bütün tavuk
Tavuğu güzelce yıkayıp 1 çay kaşığı kadar tuz atıp elimizle her tarafına tuzu yedirelim. Diğer tarafta iç pilavını hazırlayalım: bunun için fıstıkları yarım çay bardağı sıvıyağda kavuralım. rengi hafif dönünce, kızarmaya baişlayınca soğanı ilave edip kavurmaya devam edelim. Kıymayı ekleyip biraz daha kavurduktan sonra salça, pirinç ve tuz ekleyip yaklaşık 5 dakika kadar daha kavuralım. 1 su bardağı suyunu ilave edelim ve pirinçleri yarım pişecek kadar pişirelim. Üzerine tarçın, karabiber, köri, yenibahar ilave edip karıştıralım ve soğumaya bırakalım. Tuz ile ovmuş olduğumuz tavuğun çnce boynunu bir iğne iplik ile dikelim ki iç harç dışarı taşmasın. Sonra tavuğun alt kısmından bu iç pilavı güzelce tavuğun içine dolduralım.EN son bu alt kısmıda açıklık kalmayacak şekilde dikelim. Hafifçe su ile ıslattığımız fırın poşetine yerleştirip 230 C fırında nar gibi kızarana kadar pişirelim. Fırından alınca ben sade pilavın üzerine koydum ve yanına da fırın poşetinde patatesle servis yaptım. Denemenizi gerçekten öneriyorum.

Tuesday, January 23, 2007

Kapuska


Biliyorum her evde sevilmez. Hatta pişmez bile. Ama bizim evde durum biraz farklı. Sebze yemeklerinin her çeşidini çok severim. Buna kapuska da dahil. Aslında bu yemeği yapalı biraz zaman geçti ama ancak şimdi ekleyebiliyorum. Ekşili ekşili pek bir güzel yenilir. Özellikle lahana sarması yapmışsanız ve sarmadan arta kalan lahanaları atmaya kıyamıyorsanız iyi bir değerlendirme yöntemi bence. İşte yapılışı:
  • Küçük boy beyaz lahana (ya da sarmadan kalan lahana parçaları)
  • 150 gr. Kıyma
  • Yarım çay bardağı sıvıyağ
  • 2 yemek kaşığı salça
  • 2 büyük boy soğan
  • Yarım su bardağı pirinç
  • Tuz
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı pul biber
Yapılışı:Soğanlar çok ince olmayacak şekilde kıyılır. Sıvıyağ tencereye konulur. Üzerine kıyma eklenip rengi dönene kadar 2-3 dakika kadar kavrulur. Üzerine kıyılmış soğanlar atılır ve soğanlar yumuşayıncaya kadar birlikte kavrulurlar. Salçası ilave edilir. Lahana serçe parmak uzunluğunda ve kalınlığında olacak şekilde (gülmeyin lütfen :) ebatlarını en açıklayıcı bu şekilde ifade edebildim) doğranır. Soğan-kıymanın üzerine konulur. Birlikte 5 dakika kadar kavrulmaları beklenir. Bu arada birkaç kez karıştırılmalıdırlar ki altı tutmasın. Tuzu ve biberleri konulur. Lahanaların üzerine 1 parmak kadar daha çıkacak kadar sıcak su eklenir. Kaynadığı zaman pirinçleri atılır. Pirinçler yumuşayıp piştiği zaman yemeğimiz hazır demektir. Özellikle üzerine limon sıkarak yemeniz tavsiye olunur.

Sunday, January 21, 2007


Krepli tarifleri çok severim. hem görünüm hem de lezzet olarak çok dolgun gelir. bu kebapta aynen öyle. Eğer bir misafiriniz gelecekse veya özel ve değişik birşeyler hazırlamak isteğiniz varsa bu tarif çok uygun bence. Yapımı biraz oyalasa da sonuç oldukça tatmin edici. Eşimin en favori yemeklerindendir (her yemeği beğenmez:) ) Bu yazdığım şekliyle 8 adet oldu.
Malzemeler:
  • 500 gr. iri doğranmış kuşbaşı et
  • 1 adet kurusoğan
  • 1 adet patates
  • 1 ad havuç
  • 1 su bardağı bezelye
  • 1 yemek kaşığı domates salçası ( ben yarım kaşık domates salçası, yarım kaşık biber salçası koyuyorum)
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
Krepler için:
  • 3 yumurta
  • 2 su bardağı süt
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı tuz
Üzerini süslemek için:
  • 1 adet domates
  • 1 adet biber
  • dil peyniri (kaşar da olabilir)
Ayrıca 1 su bardağı sıcak su ve 1 tatlı kaşığı salça ( pişerken üzerine sos olacak)
Yapılışı:
Önce bir tencereye etleri koyarak sularını salıp çekene kadar pişirdim. Benim pişirdiğim etler yeterince su saldılar ve pişmelerine yetti. Eğer etler yeterince su salmadılar ve sert kaldılarsa 1 çay bardağı sıcak su ekleyerek pişirmeye devam edin. Suyunu çeken etlere 2 yemek kaşığı sıvıyağı ekledim ve doğradığım soğanı kattım. Birlikte biraz kavrulduktan sonra küp şeklinde doğranmış patatesi ve havucu ekledim. Salçasını ilave edip bezelyeyi konserve kullandığım için ezilmesinler diye en son kattım. Baharatları ve tuzu da katıp yaklaşık 1 su bardağı sıcak su ekleyerek 10 dakika kadar pişirdim. Sebzeler çok pimemiş olası iyi olur, fırında da pişecekler çünkü. Biraz yumuşamaları yeterli. Onlar pişerlerken kreplerimi hazırladım. Bunun için öncelikle yumurtayı çırptım. Sütü ekledim. Ardından un ve tuzunu ilave ederek çırpmaya devam ettim. Homojen bir karışım olunca Bir teflon tavaya yarım fındık kadar tereyağı ekleyerek bu karışımdan 1 er kapça döküp tavada gezdirerek her iki tarafını pişirdim. Pişen krepleri üstüste koydum. 8 adet krep oldu. Sonra bu krepleri bir kaseye serip içlerini etli karışımla doldurdum. Kenarlarında kalanları katlayarak bir borcama ters çevirerek yerleştirdim. Yani katlı kısımları altta kaldı. Üzerlerine 1 dilim domates ve 1 parça biber koydum. (aslında bibeler pişmenin yaısında konulabilir önce konulduğunda çok yanıyorlar) 1 su bardağı sıcak suda 1 tatlı kaşığı salçayı eritip bu sosu kreplerin arasından döktüm ve 180 derece fırına sürdüm. 20 dakika sonra her bir krebin üzerine 1 er dilim dil peyniri koydum tekrar fırına sürdüm. Peynirler eridiği zaman çıkarıp servis yaptım. Ben resmi yemekten sonra çekebildiğim için peynirler soğumuş ve katılaşmıştı. Ama fırından çıktıklarında erimiş peynirlerin görüntüsü ve yemeğe katıığı lezzet gerçekten de çok hoştu. Pilav ve salata eşliğinde bir davet yemeği olabilir.

Havuçlu Bulgur Pilavı

Dün akşam okuldan eve geldiğimde canım bulgur pilavı çekti. Çocukluğumdan beri bulgur pilavını çok sevmişimdir. Şöyle yanında güzel bir de turşu varsa deymeyin keyfime. Başka yemek aramam. Çabucak olsun istiyordum. Nitekim öyle oldu. Diğer yemekler pişene kadar pilavım demlendi. Sonuçta tam aklımdaki gibi bir pilav yedim. İçerisine sadece rendelenmiş havuç koydum. Çocuklar çok severek yedi.
Malzemeler:
  • 1 kase iri bulgur
  • yarım çay bardağı sıvıyağ
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 adet havuç (ben irice kullandım)
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2 kase sıcak su
Yapılışı:Yağı tencereye koyup üzerine rendeleniş havuçları attım. Havuçların rengi biraz dönünceye kadar kavurdum. Salçayı ilave ettim ve yıkanmış bulguru koydum. Ben tereyağını yanmış sevmediğim için bu aşamada koyuyorum. Tuzunu ekleyip suyunu ilave ettim. Ocağı iyice kısık ateşe alıp pişirdim. Hepsi bu. Yanında turşu hmmm çok güzel :)

Saturday, January 20, 2007

Sebze Şöleni


Zeytinyağlı yemeklerden değişik tarifler denemeyi seviyorum. Yakın zamanda bir arkadaşımda yiyerek tarifini aldığım, deneyip sevdiğim bir yemek oldu bu. oldukça hafif ve serinletici bir yemek. lafı uzatmadan tarife geçiyorum.
Malzemeler:
  • 2 adet patlıcan
  • 2 adet kabak
  • 1 adet havuç
  • 250-300 gr kadar taze fasulye
  • 2 adet domates
  • 5 diş sarımsak
  • yarım kahve fincanı (Türk kahvesi) sirke
  • 3\4 çay bardağı sıvıyağ
  • 1\2 çay bardağı ılık su
  • tuz, karabiber
Yapılışı:
Bütün sebzeler jülyen şekilde doğranır. (jülyen doğrama tekniğini nasıl anlatacağımı bilemediğim için yaklaşık parmak eninde şeritler kesip onu da verev doğrayın diyebilirim sadece :) Ama işin bir uzmanı tam şeklini anlatırsa çok sevinirim.) Bir tencere içerisine sırası ile fasülyeleri, havuçları, patlıcanı, kabağı, domates yerleştirilir. Ayrı bir kap içerisinde: dövülmüş sarımsaklar,sirke, sıvıyağ, tuz ve karabiber karıştırılıp sebzelerin üzerine gezdirilir. Yarım çay bardağı ılık su tencerenin kenarından dökülür. Tencerenin kapağı kapatılarak kısık ateşte pişmeye bırakılır.
Not: Sirkenin kokusunun belli olacağından endişe edebilirsiniz. Ben de etmiştim ama öyle hissedilen bir koku olmuyor. Hatta ben yaptığımda tadanlar içinde sirke olduğunu hiç anlayamadılar.

Peynirli Kabak

  • İşte en sevdiğim kabak yemeği. Kabağı çok severim. Her şekilde tüketebilirim. Ama bu şekliyle hem çok şık bir sunuma sahip, hem de lezzeti süper. hafif bir yaz yemeği. tarifini geçen yıl bir blogtan almıştım ama nereden aldığımı not etmemişim. Epeyce arama yaptım ama kaynağı bulamadım. özellikle misafiriniz gelecekse beğeneceklerinden emin olabilirsiniz. Benim ikram ettiğim herkes mutlaka tarifini almak istedi.
    Malzemeler:
    4 adet kabak
  • 2 dal taze soğan
  • 100 gr. beyaz peynir
  • 1 adet domates
  • Bir tutam maydanoz,
  • bir tutam dereotu
  • tuz, karabiber,
  • bir tutam fesleğen,
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
Sos için:
  • 3 adet rendelenmiş domates
  • 2 diş sarımsak

Yapılışı:
Orta boy kabaklar temizlenip her kabağı 3 parmak boyunda olacak şekilde kesiyoruz ve dolma yapacakmış gibi içini bir oyacak ya da çay kaşığı yardımı ile oyuyoruz. Kaynayan tuzlu suya atıp 10 dakika kaynar suda haşlıyoruz. Haşlanan kabakları bir fırın kabına alıyoruz. Diğer tarafta kabuğu soyularak küp küp doğradığımız domatesi, ezdiğimiz peyniri, doğradığımız maydanoz ve dereotu ve taze soğanı, fesleğeni, karabiber ve sıvıyağı katıp karıştırıyoruz. Bu karışımı haşlanmış olan kabakların içerisine doldurup üzerlerine arzuya göre kaşar peyniri rendesi koyup 180 derece fırında 15 dakika kadar pişiriyoruz. Pişen kabakları sosun üzerine koyarak servis yapıyoruz. Sosu hazırlamak için : rendelenmiş domatesleri ve sarımsakları koyup kaynatıyoruz. Tuz ve karabiber ekleyerek hazır hale getiriyoruz. Afiyet olsun

Tantuni

TANTUNİ
Ne zamandır evde tantuni yapmayı istiyor ama pek cesaret edemiyordum. Çünkü eğer bir yemeği çok seviyorsanız evde yaptığınız zaman sevdiğiniz lezzeti alamamanız mümkün. Ama ben bu tantuni ile öyle güzel bir lezzet yakaladım ki artık dışarıda yemeye son. Sevgili Mutfak meleğinin sitesinde görüp "yapsam mı acaba" diye biraz tereddüt ile yaptım. tarifi aynen Mutfak Meleğinin anlatımı ile yazdım. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Malzemeler
400g kuşbaşı (tavla zarı büyüklüğünde)
4-5 sivri biber
2 domates
3 diş sarımsak
tuz,karabiber,pul biber
Yeterince sıvı yağı
Yapılışı:
Yağda etleri suyunu salıp çekene kadar kavuralım. Doğranmış biberleri ilave edip kavurmaya devam edelim. Doğranmış domatesleri,rendelenmiş sarımsakları tuz ve baharatları koyup kısık ateşte etler yumuşayana kadar pişirelim.
LAVAŞ EKMEĞİ
Malzemeler:
2 bardak un
1/2 paket instant maya
tuz
yeterince ılık su
Yapılışı:
Malzemelerden hamur yoğuralım ve dinlenmeye bırakalım.
Yumurta büyüklüğünde beze alıp unlanmış zeminde tava büyüklüğünde hepsini açalım .Teflon tavada pişirelim arkalı önlü ve tabağa alalım üzerini tabakla kapatalım kurumaması için.
Bütün lavaşları pişirdikten sonra tantuni,sumaklı soğan ve turşuyla dürüm yapalım.

Taze Fasulye


Sebze yemekleri; özellikle de zeytinyağlı olanlar mutfağımın kesinlikle vazgeçilmezi. Yaz gelince taze fasülye bu alanda bir numara olur her zaman. Ana yemek ne olursa olsun pek çoğunuz gibi bir de zeytinyağlı bulundururum masamda.Eminim ki sizlerin yaptığı fasülyeler de çok lezzetli oluyorlardır. Hatta aynı şekilde yapıyor ve "canım bunun da tarifi yazılır mı" diyorsanız cevabım: "vallahi arkadaşlarım çok ısrar ettiler sitene de ilave et diye, onları kıramadım şeklinde olur." :) Şaka bir yana pek çok yeni evli arkadaşım herkesçe bilindiğini düşünerek siteme koymadığım yemekleri de eklemem konusunda ısrar ediyorlar. Eğer siz de
tarifi okuyunca eğer anlattığım şekilde yapmıyor olduğunuzu farkederseniz, bir de bu şekilde deneyin derim. İnanın pişman olmayacaksınız.
Malzemeler:
  • 1 kilo taze fasulye (tercihen ayşe kadın veya boncuk)
  • 4 adet orta boy kurusoğan
  • 4 adet domates
  • 1 çay bardağı zeytinyağı (ayçiçek veya mısırözü yağı da olabilir)
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 adet kesme şeker
Yapılışı:
Fasulyeler ön hazırlık olarak yıkanıp ayıklanır ve ortadan bölünür. Soğanlar bir kabın içerisine yemeklik olarak doğranır. Soğanların üzerine kabukları soyulmuş domatesler de doğranarak ilave edilir. Yemeği pişireceğiniz tencerenin içerisine fasülyenin üçte biri konulur, üzerine soğan-domates karışımının üçte biri yayılır. Üzerine fasülye, soğan-domates sırası ile dizilir. Fasülyeler ve soğanlar bu şekilde bitene kadar sıralanır. En üste 1 çay bardağı zeytinyağı (tercihen sızma) gezdirilir. Tuzu ve 1 adet kesme şekeri (arzu etmezseniz şekeri koymayabilirsiniz.) ilave edilir. Tencerenin kapağı kapatılarak kısık ateşte pişirilir. Bu tarifte soğan çok bol. Lezzetini de çok bol soğan veriyor zaten. Ayrıca salça da yer almıyor. Son olarak ben hiç su koymadan pişiriyorum. Eğer siz de pişiriseniz önce hiç su koymayın. Pişerken çok gerekli hissederseniz 1 çay bardağı kadar sıcak su ilave edebilirsiniz. Ama sanırım gerekmeyecektir. Ben bunca yıldır pek gerek görmedim. Hepinize afiyet olsun

Kağıt Kebabı


Kağıt kebabını pek severim. Aslında öyle ete düşkünlüğüm olduğu söylenemez. Severek yediğim ender et yemeklerinden bir tanesidir bu kebap. Geçen hafta yapmıştım ancak yayınlayabiliyorum. Balıklı tariflerden sonra nasıl gider bilemiyorum ama paylaşayım istedim. Bu tarif yapımı biraz zaman alan bir yemek. Pek çok sitede de benzer tariflere rastlamak mümkün. Ben kendi üslubumca yaptığım şekilde yazayım.
Malzemeler:
500 gr kuşbaşı et
20 adet arpacık soğan
2 adet sivri biber
2 adet domates
1 adet patates
1 adet havuç
1 yemek kaşığı salça
5 diş sarımsak ayıklanmış ama bütün halde(doğranmadan veya rendelenmeden)
1 er çay kaşığı tuz, karabiber, kırmızı biber
1 tatlı kaşığı kekik
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:
2 kaşık zeytinyağı bir tencereye alınır. Üzerine yıkanmış olan iri kuşbaşı etler konulur. Ocağın ısısı önce bir iki dakika yüksek ayarda sonra en kısık ısıda olacak şekilde etler sularını bırakıp iyice çekinceye kadar kavrulur. Ardından ayıklanmış arpacık soğanları ilave edilir ve yaklaşık 5 dakika kadar kavrulmaları sağlanır. İri doğranmış sivri biberler katılır. Onlar kavrulmaya devam ederken iri küp şeklinde doğranmış patates ve havuçlar ilave edilir. Kabukları soyulup doğranmış domatesler, sarımsaklar, tuz ve baharatlar ilave edilip bunların üzerine gelecek kadar sıcak su eklenip etler iyice yumuşayıncaya kadar pişirilir. Yağlı kağıtlar yaklaşık 20 cm eninde ve kağıdın kendi boyu esas alınacak şekilde parçalarqa bölünür. (benim yaptığımda 5 dolu dolu porsiyon çıktı) kağıdın ortasına kebap, suyu biraz süzdürülecek şekilde alınarak konulur. Kenarlarından katlanır ve iki karşılıklı köşesi bükülür. Bir fırın kabına dizilirler. Üzerlerine eğer yemeğin suyu kalmışsa dökülür. Eğer su kalmamışsa 1 su bardağı sıcak su kağıtların aralarından fırın kabına konulup 200 derece fırında 20-25 dakika kadar pişirilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta sebzelerin tencerede iken çok pişmemeleri. Çünkü sonra bir de fırına girince çok dağılıyorlar. Denerseniz afiyet olsun.
11. ne ulaşılan Ye etkinliğinde evsahibimiz Bazen bugün epeyce yorulacak gibi görünüyor. Kendisine çok teşekkürlerimi yolluyorum. İlk etkinlikten itibaren büyük bir beğeni ve merakla takip ederek mutfak kültürümü ve bakışımı geliştirme gayreti içindeyim. İlk defa etkinliğe katılabiliyorum ve burada olmaktan çok memnunum. Kimbilir bu etkinlikte marifetli arkadaşlarımız ne harika tariflerle burada olacaklar. Herkesin şimdiden ellerine sağlık diyorum. Ben iki tarif eklemek istedim. Dilerim beğenilir. İlk tarifim Gondolda Levrek. Yapımı zahmetsiz ama lezzeti süpppper. Tarif defterinden Ziyacenk in tarifini okumuş ve not etmiştim. Sunumu konusunda biraz değişiklikl yaptım ve adını da Gondolda levrek koydum. Umarım Ziyacenk kızmaz. Teşekkür ediyorum ona. İlk fırsatta denedim lezzetini onayladım haberiniz olsun :) Malzemeler:
1 kilo levrek
2-3 adet patates
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay kaşığı tuz
3 diş sarımsak
biraz karabiber
Yapılışı:
Levrekler temizlenip dilimlenir. Bir kapta sıvıyağ, rendelenmiş sarımsaklar, tuz ve karabiber karıştırılıp balıklar iki yüzlü bu sosa bulanır. Patatesler yarım santim kalınlığında olacak şekilde yuvarlakça dilimlenir. Biraz alüminyum folyo alınıp bu patates ortasına konulur ve yanlarından katlanılarak gondol şekli verilir. Üzerine soslanmış balıklar yerleştirilir. 200 derece fırında pişrilir. Benim balıklarım yaklaşık 20 dakikada piştiler. Çıktıktan sonra üzerini domates ve biberlerle süsledim. Tarifin orijinalinda da üzerlerine domates, biber, soğan vs. konulmamasını tavsiye ediyor ve "sulandırır" diyordu. Ben de söz dinledim. Ertesi güne kalan balıklarımı da 1 domates ve 2 sivribiberi hafif tereyağında soteleyerek üzerlerine döküp ısıtmak için fırına verdim. Onların resmi yok ama denerseniz öyle de çok güzel oldular. Çıtır çıtır oldular. Aynı balığı ikinci gün sanki yeni bir balıkış gibi yedik. Biraz allayıp pulladım anlayacağınız. yeni etkinliklerde görüşebilmek dileğimle hepinizin tekrar ellerine ve ziyaret ettiğiniz için yüreklerinize sağlık.

Tuzlu Balık


Bu tarifim klasik bir karadeniz yemeği:Tuzlu balık.
Bu balıklar balığın tam mevsiminde bolca alınıp ayıklanıp yıkandıktan sonra bir kavanoz içerisine bir kat balık bir kat tuz sonra bir kat daha balık ve bir kat daha tuz şeklinde balıklar bitinceye kadar dizilmesi ile yapılıyor. Bu balık bir hatta iki yıl bile aynı tazeliğini koruyor. Salamura bir nevi. İşte bu şekilde kıştan hazırlanmış olan balıklar (ki balığın her çeşidini tuzlamak mümkün) kullanılmak istendiği zaman kavanozdan çıkartılıp tencereye alınıyor üzerini geçecek kadar su konulup kaynatılıyor. İki taşım kaynadıktan sonra suyu dökülerek tencereye balıkların üzerini geçecek kadar yeniden soğuk su konuluyor. Biraz kaynadıktan sonra aynı işlem bir kez daha tekrarlanıyor. Bunu yapmamızın nedeni balığın tuzunun iyice gitmesi. Son işlemde balık 10 dakika kadar haşlanıyor. Daha sonra bir tabağa alınan balığın üzerine zeytinyağı gezdirilerek parlak olması sağlanıyor. Resimde hamsi ve biraz da palamut balığı var. Karadenizde hamsi hamsidir. O balık değildir. Diğer balıkların hepsi de balık. Yani hamsi bir yana diğer balıkların hepsi aynı tarafa :) Yaklaşık bir yıldan beri tuzlu halde beklemiş olmasına rağmen ilk günki tazeliğindeydiler. Bu yemeğin yanına en çok yakışan ikili de patates haşması ve bol yeşillikli salata. Patates haşlaması burada benim bildiğim klasik yöntemden biraz daha farklı yapılıyor. Tam yeri geldi. Bahsedeyim kısaca. Mümkün olan en küçük patatesler seçilir ve dış kabukları iyice yıkandıktan sonra ortadan ikiye bölünerek biraz tuz ve 1 tatlı kaşığı kadar toz şeker ilavesi ile birlikte bol suda haşlanır. Çıkınca kabukları soyulmadan tabağa alınarak servis edilir. Geleneksel bir tarife, geleneklerine uygun yemek düşer :) Hepimize afiyet olsun.

Soğan Dolması

SOĞAN DOLMASINormal dolma harcı hazırlayarak yaptım bu dolmaları. Kuru soğan; malum faydaları saymakla bitmeyen cinsten bir sebze. Doktor Doğa.com adresinde yazığı şekliyle: “zengin vitaminler içeren, güç ve sağlık kazandıran bir sebzedir. Onu elden geldiğince çiğ tüketmek gerekir. Çiğ soğanın öz suyu sütle karıştırılarak da içilebilir. Çiğ olarak tüketildiğinde, mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır ve idrar söktürür. Şeker hastalığını tedavi edemez ama kan şekerini düşürebilir. Mukozanın kan dolaşımını uyarır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılabilir. Soğuk algınlığında çocuklara, ince kıyılıp ezilerek balla karıştırılan soğan yedirilmelidir. Öksürük ve hatta boğmacada soğan şurubu çok rahatlatıcıdır.” Bununla yanısıra bizim mutfak kültürümüzde soğanın önemi ve kullanımı tartışma götürmez bir ezici üstünlüğe sahip. Hemen hemen her yemekte temel malzeme olarak kullanılır. Ben bu kez dolmasını denemek istedim. Biraz uyduruk oldu aslında ama lezzeti yerindeydi doğrusu. Ben daha sıklıkla yapmaya karar verdim.
Malzemeler:
  • 150 gr. Kıyma
  • 1 çay bardağı pirinç (ayıklanıp yıkanmış)
  • 2 adet kuru soğan (incecik kıyılmış)
  • yarım demet maydanoz
  • yarım demet dereotu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı kırmızı biber
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • yarım çay bardağı su (iç malzeme için)
  • yarım çay bardağı sıvıyağ
    1 su bardağı sıcak su+yarım yemek kaşığı domates salçası (üzerine dökmek için)
    Yaklaşık 15 adet orta boy kuru soğan
Yapılışı:
Bütün malzemeler karıştırılır. Elde yoğurulur. Orta boy soğanların kabukları soyulduktan sonra ortaları bir kabak oyacağı yardımı ile oyulur. Alt kısımının delinmemesine dikkat etmek gerekiyor. Hazırlanmış olan iç malzemesi soğanların iç kısımlarına doldurulur. Kapak olarak ben biber parçaları kullandım ama domates kullanılabilir. Tencereye dizilip üzerine 1 su bardağı kadar salçalı su eklenip kısık ateşte pişirilir.

Buğday Salatası


  • 2 su bardağı buğday (aşurelik olarakta satılıyor)
  • 7-8 dal taze soğan
  • 1 demet maydanoz
  • 1 su bardağı haşlanmış konserve mısır
  • 2 adet domates
  • 2 adet salatalık
  • tuz, karabiber, kırmızı biber
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 1 adet limonun suyu
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
Yapılışı:
Buğdaylar akşamdan ıslatılır veya düdüklü tencerede yapacaksanız üzerini geçecek kadar su eklenip pişirilir. Ben Tefal klipso düdüklüde sadece 10 dakika daha önceden ıslatmadan pişirdimçok güzel pişti. Sonra fazla suyunu süzdürüp bir kaba alıyoruz veincec,ik doğranmış taze soğanları, maydanozları, mısırları ve diğer tüm malzemeleri karıştırıp afiyetle

Makarna Salatası

Makarna salatasını çok seviyorum. Makarnayı tüketmenin en sevdiğim şekli bence salata olanı. İstenilen her alternatifle yapılabiliyor ve her seferinde hangi malzeme ile denerseniz deneyin güzel tatlar yakalayabiliyorsunuz. Benim evdeki malzemelere göre seçeneklerim değişiyor :) Bu tarifle yaptığım zaman hem hafif hem de az malzeme ile yapabiliyorum. Biz bu şekliyle seviyoruz.
Yapılışı:
  • 1 paket makarna ( istediğiniz şekilde makarna olabilir)
  • 5 adet salatalık
  • 5 adet sivribiber
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı mayonez
Yapılışı:Makarnayı haşlıyoruz. Ben az su ile haşlıyorum böylece suyunu süzdürmek gerekliliği olmuyor ve besin değeri kaybı olmuyor. Üzerine küçük doğranmış salatalık ve sivriberleri doğruyoruz ve sarımsaklı yoğurtla karıştırıyoruz. İçerisinde hiç yağ olmadığı için ben 1 yemek kaşığı kadar mayonez de ekliyorum ve hepsini karıştşrıp servis yapıyoruz. Çok hafif bir yaz salatası oluyor. Ayrıca sivribiber C vitamini açısından oldukça zengin bir sebze olduğu için çocuklara bu şekliyle yedirmek kolay oluyor. Tabi biberlerin tatlı olması gerekli. Hepinize afiyet olsun.

Karalahana Sarması


Karalahana benim 3 yıl öncesine kadar hiç tatmadığım bir sebzeydi. Karalahana deyince biz Ankara’da hep salataya doğranan mor lahanayı anlardık. Karalahana dendiğine bakmayın aslında o yeşil bir bitki. Oldukça da bol yetişen (özellikle Karadeniz taraflarında) ve ucuz bir sebze. Ben Karadeniz de yaşadığım için buralarda çok bulunuyor. Pek çok çeşit yemeği yapılıyor. Ben hepsini yapmayı bilmiyorum. Buralı arkadaşlarımdan öğrendikçe bloguma eklemeyi düşünüyorum. Sizlere tavsiyem karalahana almak ve pişirmek isterseniz; çok kartlaşmamış yaprakları seçmeniz ve özellikle üzerine kar yağmış olması. Bunun nedeni kar suyu ile ıslanan karalahana çok daha lezzetli ve yumuşak olurmuş. Tabi artık kar yağmayacağına göre önümüzdeki kış belki aklınızda olur diye yazıyorum. Denemenizi öneririm. Genelde etli yapılır ama ben zeytinyağlı denedim. Sonuçtan da oldukça memnun kaldım.
  • 2 su bardağı pirinç
  • 3-4 adet kuru soğan
  • 2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
  • 3 yemek kaşığı kuş üzümü
  • 2 adet kesme şeker
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • tuz,
  • karabiber, kırmızı biber
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
  • 1 demet maydanoz
  • yarım su bardağı kadar sıcak su
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
Yapılışıİlk önce sapları ayıklanan lahanalar kaynar suya atılarak 5 dk. Haşlanır. Sudan çıkarılıp, süzdürülerek soğumaya bırakılır.Bir tencereye zeytinyağı konulur ve üzerine ince kıyılmış kuru soğanlar konulup pembeleşmeyecek şekilde kavrulur. Üzerine fıstık ilave edilip bir iki dakika daha kavrulur. İyice yıkanmış ve süzdürülmüş olan pirinçler ilave edilir. 5 dakika kadar birlikte kavrulduktan sonra salçası, tuzu, şekeri ve baharatları ilave edilir. Kıyılmış maydanozlar ilave edilir. Yarım su bardağı sıcak su ilave edilir ve demlenmeye bırakılır. Soğuduktan sonra tıpkı asma yaprağı sarar gibi sarılarak tencereye dizilir. Tencerenin en altına lahananın saplarının sermenizi öneririm. kısık ateşte yapraklar yumuşayıncaya kadar pişirilir.

İMAM BAYILDI

İmam gerçekten bayılmış mı bilmiyorum ama ben gerçekten bayılıyorum bu yemeğe. Bugün için yaptım. Güzel oldu, paylaşmak istedim sizlerle. Beğeneceğinizi sanıyorum.
Malzemeler
  • 4 adet orta büyüklükte patlıcan
  • 3 adet irice kurusoğan
  • 4 adet domates (kabukları soyulup doğranmış)
  • 8-10 diş sarımsak (parçalara bölünmüş)
  • 1 yemek kaşığı salça
  • tuz, karabiber
  • 1 çay kaşığı toz şeker
Yapılışı:Patlıcanlar alacalı bir şekilde soyulup, iri küpler halinde doğranır ve içi tuzlu suyla dolu olan bir kapta 10-15 dakika kadar bekletilir. Sonra suyu iyice süzdürülerek alınıp kızgın yağda kızartılır. Kağıt havlu üzerine konulup fazla yağını çektirmesi sağlanır. Bu arada soğanlar piyazlık doğranıp, 2 yemek kaşığı zeytinyağında hafifçe pembeleşene kadar kavrulur. Üzerine salça, domates, sarımsak eklenip biraz daha kavrulmaya devam edilir. Domatesler pişip, yumuşayınca içerisine tuz, karabiber ve toz şeker ilave edilir. Kızarmış patlıcanlar içerine eklenir ve üzerine 1 su bardağı kadar sıcak su eklenir. Kısık ateşte 10 dakika kadar daha pişmesi sağlanır. Ilıkken servis edilir. Denemenizi öneririm. Havaların artık ısındığı bu günlerde zeytinyağlı yemekler çok iyi gidiyor.

MANTI

Mantı sevdiğim yemeklerin en başında gelenlerinden birisi. Genellikle yapımı zor olduğundan, ya dışarıda mantıcıda, ya da marketlerde hazır satılan mantılardan alarak yaparım. Ancak bu sefer kendim yaptım. Yapımı biraz zaman alıyor ve zahmetli. Ama insan kendi yaptığı mantıyıda daha bir iştahla ve zevkle ikram ediyor ve yiyor. Şimdi mantıdan söz açılmışken öğrenciliğim geldi aklıma. Ankara'da "Emek"te Tirmen adında bir mantıcı vardı. Bilmiyorum hala duruyor mu? Biz Tirmen'e bayılır sık sık mantı veya çiğ börek yemeye giderdik. Arkadaşlarımızla güle oynaya yediğimiz bu yemeklerin güzelliklerini hala hatırlarım. Bir de "Serender" pastahanesinin frambuazlı pastasına bayılır, sınavlarımız iyi geçmişse kendimizi ödüllendirmek için kızlar çetesi okulu kırar ve doğru pasta yemeye giderdik. Bu frambuazlı pasta öylesine özeldi ki bizim için krizlerimiz bile tutardı. Kantinde otururken sohbetin çok alakasız bir yerinde içimizden birisinden "ne!! frambuazlı pasta mı dedin?" sorusu gelir, kahkahaların ardından karar gecikmezdi "doooğru Serender'e"....... Hey gidi ne günlerdi. Bir mantı tarifinden yola çıktım nerelere zihin yolculuğu yaptım:) Her neyse sanırım Ankara'yı çok özledim. Gelelim mantının tarifine:
Malzemeler:
  • 3 su bardağı un
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı ( veya belki çok az daha fazla) ılık su
  • 1 tatlı kaşığı tuz
İç Malzemesi:
  • 100 gr. Kıyma
  • 1 adet kuru soğan
  • tuz, karabiber, kırmızı biber, kimyon
Kaynatmak için:
3 litre su,
1 tatlı kaşığı tuz,
1 yemek kaşığı sıvıyağ
Yapılışı: iç malzeme için soğanı çoook incecik doğradım. Kıyma ve baharatlar ile karıştırıp iyice yoğurdum. Daha sonra hamur malzemelerini karıştırarak sertçe bir hamur olacak şekilde yoğurdum. Bu hamurdan 1 beze çıkıyor. 2 kişilik. Hamuru tezgahı unlayarak ince olacak şekilde açtım. Hamurum ince olması gerekli. Bu yufkayı ikişer parmak kalınlığında şeritlere kestim ve sonra bu şeritleri kare olacak şekilde enlemesine kestim. İçlerine marcimek tanesi kadar iç harçtan koyarak köşelerinden ortada bileşecek şekilde kapadım. Un serptiğim bir tepsiye dizdim. Büyükçe bir tencereye su koyup kaynattım. Birkaç damla sıvıyağ damlatıp, 1 tatlı kaşığı tuz attıktan sonra bu mantıları tencerede kaynayan suya attım. Yaklaşık 10 dk kadar sonra hamurlar pişti. Bu arada yarım kilo kadar yoğurdun içerisine 3-4 diş sarımsak rendeledim. Diğer tarafta da bir tavada sıvıyağ ile 2 yemek kaşığı domates salçasını kaynattım. Birkaç damla su ilave ederek salçayı açtım. En son pişen mantıları bir tabağa koydum. Üzerine yoğurt döktüm. Yoğurdun üzerine salçalı sos koyup, nane, sumak ve kırmızı biber serperek servis yaptım. Biz bol yoğurtlu ve salça soslu seviyoruz. Arzu edilirse sadece sıvıyağ (veya tereyağı) kızdırılıp biraz kırmızı biber ilave edilerek üste dökülebilir.